15 Şubat 2012 Çarşamba

BİBİNİ OBRONİ’YE ANLATTI: KADIN -1. BÖLÜM


-          Bazı Arap ülkelerinde erkekler meyve sebze satıyormuş... Düşünün adam domates tartıyor...!
-          Kadının çalışmaması ne demek? Bir kişinin çalışmasıyla ev mi geçinirmiş?
-          Çalışmayan kadının hakkında dedikodu çıkar bu ülkede…
-          Pazar günleri kilise günüdür; kalan zamanda çamaşır yıkanır, temizlik yapılır.
-          Biliyor musun Esra, Akra civarında bir gelenek var, bazı kadınlar evlendikten sonra vakitlerini anne-babalarının evi ile kocalarının evi  arasında paylaştırıyorlar. Gündüz anne-babasının evinde duruyor, gece kocasının yanına geliyor.

***
Gördüğünüz gibi okullardan birisi proje olarak “Gana’da Kadının Kimliği”ni çalışmaya karar verdi :)
Baştan anlatayım.
Ben burada "Gelişim Okulları" diye bir proje için çalışıyorum. Malum bu iş, öğretmenlere internet ve bilgisayar eğitimi vermeyi kapsıyor ki; hala aktif bir şekilde devam ediyor. Bunun yanında, bizim örgütün geçtiğimiz sene başlatmayı planladığı ama teknik yetersizlikler yüzünden askıda tuttuğu bir alt proje vardı. Projeye göre, Gana’dan seçilmiş 2 liseden gelen (6’şardan) 12 öğrenci, kendileri ile eşleştirilmiş olan bir Amerikan okulu ile “Birleşmiş Milletler Münazara Modeli” bir konu seçip, Skype üzerinden online tartışma yapacaklarmış. Geçen sene de denemişler, biz de bu sene denedik derken, gayet açık bir şekilde anlaşıldı ki, yavaş ve kalitesiz internet, 3 okul, aradaki 5 saatlik zaman farkı ve öğrencilerin kalabalık oluşu sebebiyle projenin yürümesi mümkün değil. Bu noktada bu alt projeyi bana verdiler, yeniden tasarlayıp uygulanabilir bir hale getirmem için.

Sonuç olarak şöyle bir format uygulamaya karar verdik; projeye New York’tan bir Amerikan okulu daha ekliyor, okulların çift’ler halinde çalışmalarını öngörüyor, onlara gerçek bir öğrenci kulübü kurdurtuyoruz. Öğrenciler, okullara göre ayrılmış ikili gruplar halinde bir dönemlik proje çalışması yapıyorlar; amaç kültürel ağırlığı olan konularda çalışıp, karşılıklı kültürlerini paylaşmaları. Bunu yaparken, algı’larını mümkün olduğunca açmayı, dışarıdaki dünya hakkında daha önyargısız, daha cesur, “farklı olanı” da kabullenen şekilde gelişmelerini sağlamayı umuyoruz.

Şimdi burada okul yılı 3 dönemden oluşuyor; Eylül – Aralık arası 1. Dönem, 3 hafta tatil; Ocak – Nisan arası 2. Dönem; Mayıs- Temmuz arası 3. Dönem. Her dönem yeni üyelerin katıldığı, çift olunan okulla birlikte ortaya bir “araştırma yazısı” yazdıkları 3 aylık süreçler halinde tanımlanıyor.

İlk ay, zaman planının çıkartılması, koordinatörün seçilmesi, karşılıklı ekiplerin “kendilerini tanıtan” videolar çekip ortak online platforma yükledikleri ve ortak bir konuya karar verdikleri dönem.

İkinci ayda, karar verdikleri konu üzerine bir rapor yazmaları bekleniyor. Maksimum 3 sayfa uzunluğunda (MS Word’de yazılacak) raporu hem yazılı olarak yükleyecek, hem de bir videoya görüntülerini çekmek suretiyle “sunum yaparak” aktaracaklar. Rapor ve sunumların karşılıklı paylaşılmasının ardından ekipler, karşı ekibin sunumunu dinleyecek, karşı tarafın raporunda yer alan detaylandırılmasını istedikleri enteresan bir noktayı gündeme getirecek.

Üçüncü ayda ise ekipler, kendilerine işaret edilen ilgi çekici konuda bir “ek çalışma” yapacaklar. Örnek vermek gerekirse, “göç” çalışan Gana’lı ekibin raporunda sözü geçen “yüzlere bıçakla kesik atılarak yapılan kabile işaretleri” güzel bir detaylandırma talebi olabilir. (Konuyu merak edenler, tıklayınız) Öğrenciler bu ek çalışmada, MS Word’de rapor yazmak yerine dışarı çıkacaklar. Anlatmak istedikleri şeyi sanat kullanarak gösterecekler. Fotoğraf, gazete küpürleri, her türlü malzemeden yapılmış kolaj, müzik veya röpörtaj kullanmakta özgürler. Üçüncü ayın ortası gibi bu ek çalışma da tamamlanacak. Son olarak, okul kapanmadan önceki iki haftada yapacak son birkaç işleri var; resmi olmayan bir skype seansında, birlikte çalıştıkları okul ile birlikte kendilerini değerlendirecek, vedalaşacaklar. Mezun olanlar okuldan ayrılırken, koordinatör öğrenci, yeni dönem üyelerine mülakat yapıyor olacak.

Kullanacağımız online ortam için facebook’ta üyelere özel bir grup açtık. Tüm öğrenciler bu ortak alana üye. Amerikalılar ve Ganalılar kendi içinde de sosyalleşip, birbirlerinin projesine göz atabiliyor.

***

Şu anda bulunduğumuz noktada, ilk çift çalışma konusunu seçti, araştırmasının ana yapısına karar verdi ve çalışmaya başladı. Amerika tarafını moderatörlüğünü bir öğretmen üstlendi, Gana tarafınınkini ben. Seçilen konu, kadının kimliği. Herkes kendi ülkesini değerlendiriyor. Son toplantımızdan çıkan ilgi çekici konu başlıklarını not edeceğim ama önce;

-          Esra biliyorsun ki biz çalışkan tipleriz, ne versen anında yaparız. Neden bu proje işini 3 aya yayıyorsun? İki hafta sonu çalışsak yazarız biz bu raporu…

-          Biliyorum yazarsınız ama burada amaç bana rapor yazmanız değil :) Farklı olanı arayıp, kendinize dışarıdan bakacaksınız. Daha önce yapmadığınız şekilde çalışacak, araştıracaksınız. İnternette veya sözlükte yazan cümlelerin özetini çıkartmanızı istemiyorum sizden. O bilgilerin oluşturduğu temelin üstüne kendi fikirlerinizi üreteceksiniz.
      ***

-          Esra bu konu çok zormuş, başka konu mu seçseydik ki?

-          Konu zor değil, sadece daha önce yapmadığın bir şey yapıyorsun. Zevkli değil mi?

-          Zevkli de… Neyi nerde arayacağımı bilemiyorum

***

-          Esra ben bu konuştuğumuz şeyi göstermek için fotoğraf çekmek isterim ama…

-          Tamam, şimdilik benim küçük makineyi kullanırsınız, merak etme ben giderken okula sizin kullanımınız için bir fotoğraf makinesi bırakacağım.

Çok akıllılar, iddialılar, cesurlar... Anne babalarının beyaz insanı algılayış biçimine sinir oluyorlar; yaptığımız “beyin fırtınaları” olumsuz konular üzerine odaklanıp da uzun süre orada kalırsa, tepki geliyor: “Tamam yazalım bunları ama unutmayın ki Gana çöplüklerden oluşmuyor, bir sürü güzel şey de var bu ülkede, ben onları da anlatmak istiyorum!”

Online öğrenci kulübümüzün St Louis yatılı Lisesi kızlarını görmek isterseniz, aşağıda Amerikalı ekip arkadaşları için çektikleri “tanıtım video”sunu yüklüyorum :)



Sevgiler,

Esra