4 Kasım 2011 Cuma

ÇİRKİN OLSUN Kİ ÖLMESİN!?

Sünnetin veya kurbanın, bunu hiç tanımayan bir kültüre garip gelmesini anlamak kolay. Saygı duyun kabul edin deriz değil mi?

Peki, yeni doğan çocuğunun yüzünü falçatayla kesmek kulağınıza nasıl geliyor?
***
Efendim, yeni gündemimizde Kwaku var. Kendisi, resmi olarak konfirme edilen ve artık MDC/şehir yönetimi ortaklığında yürütülecek projem sebebiyle (evet evet kabul edildi! :)) yerleştiğim yeni ofisimdeki oda arkadaşım. Kwaku yıllardır, şu ofise biri gelse de sabahtan akşama kadar hiç susmadan konuşsam, demiş sanki. Bütün hafta boyunca Gana geleneklerini anlattı bana.
-          Esra bak sen bu yüzümdeki yarayı görmüş müydün?
-          Gördüm Kwaku, ne oldu oraya?
-          Ben Kuzey’liyim demiştim ya, bizim oranın adeti bu, hangi kabileden olduğumu işaret ediyor.

***
Çok enteresan geldi, biraz araştırdım. Öncelikle öğrendim ki, yüze “çizik atmak” tamamen Kuzey Afrika’ya özgü. Gana özelinde, Kuzey bölgede yaygın olarak bulunuyor ve kişinin hangi kabileden geldiğini gösteriyor. Sokakta gördüğümüz her “iz”i bana işaret edip, gelmişini geçmişini anlatan arkadaşıma teşekkürü borç bilerek, başlıyorum anlatmaya:
Kölelik döneminde yoğun olarak kullanılmaya başlanan bu işaretler, önce kabileler arasında “çocuğumuz köle olarak kaçırılırsa zaman içinde bulmamız kolay olsun” amacıyla koyulmuş. O dönemde kabileler de birbirine düşman olduğundan, birbirlerini yakalayıp İngiliz ve Portekizliler’e satıyorlarmış, haliyle her kabilenin çiziği ayrı. Bir kısmı, sol yanakta enine çizik, bir kısmı her iki yanakta enine veya dikine, bazısı yüzü dikey olarak kapsayan bir çok inci çizgi halinde.
Aynı şekilde köle ticareti yapan ülkeler de öğrenip kullanmışlar çizik kültürünü. Ama biraz farklı bir amaçla… Köle alım-satımını yapan farklı organizasyonlar, bu izleri yüzde veya bedenin farklı bölgelerinde, yanık veya kesik şeklinde, büyük veya küçük, kendi “marka”ları olarak kullanmışlar. Hem böylece, kaçmış bir köleyi tanıyabiliyor, geri yakalayabiliyorlarmış.
Birkaç amacı var bu çiziklerin;
·         Hangi kabile veya aileden olduğunu ifade etmek ve birbirini korumak (Kuzey Bölge Kabileleri)




















·         Öleceği düşünülen çocuğun yaşamasını sağlamak (Kuzey Bölge Kabileleri). Şöyle ki, düşük yapan bir anne adayının, düşükten sonra gelen ilk bebeğinin “bu dünyaya ait olmadığı” düşünülüyor. Yeni bebek, bir önceki bebeğin ruhunu taşıdığı için, bu dünyada sadece ziyaretçi dolayısıyla kısa bir ziyaretin ardından geri dönebilir, deniyor. Bu noktada, isim koyulmadan önce 8 gün bekleniyor. Bebek hala ölmemiş ise, fetiş rahip devreye giriyor, çocuğun göz hizasından çenesine doğru, ağız paralelinde bitecek 3 dikine çizgi çekiyor. Annenin düşürdüğü bebek sayısına bağlı olarak çizgiler kalınlaşıyor. (Sağlı sollu toplam 6 çizgi olacak şekilde). Bu şekilde çocuğu “çirkinleştiriyorlar” ki, “atalar” çocuğu “almaya geldiğinde”, çocuğu çok çirkin bulsun, kendilerine benzemediğini düşünüp, onu dünyada bıraksınlar. Yetmiyor, çocuğa bir de çirkin isim koyuyorlar ki, atalar nezdinde mümkün olduğunca itici olsun.

      Bu çizikten şöförüm Kasım'ın kardeşinde var, arada o geliyor beni almaya. İzin verirse fotoğrafını çekip koyacağım. Onunkiler nispeten zarif çizilmiş.

·         İlaç olacağı inancıyla (Asante Kabilesi – Bizim burası). Diğerleri gibi isim verme töreninden ziyade, daha büyük yaşlarda veya ergenlikte, bir hastalık geçirmekte olan yada ruhsal/fiziksel olarak korunması istenen kişilere, fetiş rahip veya “şifacı” tarafından uygulanıyor. Kişi, yüzü çizildikten sonra, içine özel hazırlanmış bir solüsyon karıştırılan su ile yıkanıyor, aynı solüsyonun bir kısmını içiyor. Böylece ilacı “içine almış” oluyor, hastaysa iyileşiyor, değilse ruhen & fiziken korunuyor. Bazı efsaneler var; fetiş rahibin/ şifacının solüsyonu ile yüzü çizilen insanlara kurşun işlemediğine dair. Bu arada bahsi geçen solüsyon, geçende bize kelebek ormanında gösterdikleri, antibiyotik yapımında kullanılan bir ağaçtan alınan sıvı ile yapılıyor :)

·         Fetiş rahipler tarafından şeytandan korunmak amacıyla. Bugün bu rahiplerin, gözümdeki karizmalarını sonsuza kadar yitirdikleri anı açıklıyorum size; poplarına çizik atıyor bu amcalar! Neden? Şeytandan korunacaklar.  Adam orada spiritüel anlamlar uğruna çocuğunun yüzünü kesiyor baştan aşağı, bu adam poposuyla uğraşıyor.. Bilemiyorum :)

***
Yukarıda sözünü ettiğim çiziklerin tamamı Gana âdeti. Bunun, Batı Afrika’nın diğer ülkelerinde bin çeşit versiyonu var. Geçen gün öğle yemeğinde Thompson bir adam gösterdi bana, bak dedi bu Nijeryalı. “Atalardan” korumak için çirkinleştirilen bir adam… Yüzünün tamamını zigzaklarla bezemişler, değiştirmişler. İnanç ve gelenek insana neler yaptırıyor… Bir anne için 8 günlük yavrusunun yüzünün kesilişini görmek çok zor olsa gerek.
P.S.  Fotoğraflar internetten. Kendi çektiklerimi zaman içinde facebook’taki sayfaya yükleyeceğim.


Sevgiler,