14 Aralık 2011 Çarşamba

ANNE BURAYA "HARMADAN" GELDİ!


“Harmadan” geldi. Toz duman geldi…

Gözlerimizin içine kadar kum olduk. Buranın “kış”ıymış. Kış gibi yapan mevsimiymiş. Karpuz yediğin 35 derece sıcaklıktaki kuru kış günleri.
-       Harmadan gelince görün siz buraları…
-       Bu sene Harmadan gelmek bilmedi, bu kadar yağmur normal değil zaten…
-       Harmadan’da burada mısınız?
“Aman canım” diyorduk; Ekim’de başlar yazıyor her yerde; vallahi Harmadan buysa abartıyorlar, iklim bilmedikleri için iki rüzgar esti diye havaya giriyorlar demek ki…

Meğer bu sene gecikmişmiş.
Geldi.

Abartmıyorlarmış.

***
Kuzey Afrika’daki Büyük Sahra Çölü var ya, yılın bu mevsiminde oradan Gine Körfezi’ne doğu (tam bizim bu taraf) bütün Batı Afrika’yı etkileyen bir rüzgâr esermiş. Çölün rüzgarı kum taşımadan olmazmış… Dolu dolu gelen Sahra kumları yere göğe siner, florasan yeşil Gana ormanlarını kaplarmış. İnanamazsınız güneş kapanıyor, öyle kumlu bir rüzgâr! Sürekli sis var gibi ama hava sıcak… Bugün evden dışarıya hiç çıkmadığım halde ağzımın içinde çıtır çıtır kum taneleri birikti. Tek güzel yanı, sabaha karşı hafiften bir serinlik oluyor, insan çarşafı şöyle bir üstüne çekiverme ihtiyacı hissediyor.
Gana’da mevsim değişikliğinin sabaha etkisi:
Sıcak, terli, bunalmış uyanmak; klima kumandasını yastık altında tutmak (her an erişilebilir olsun diye) veya serin serin rahatça fakat pislik içinde uyanmak (beyaz renkteki nevresimimi yıkadım, makinadan boşalttığım çamaşır suyu turuncu renkteydi!)
***
Gana’daki ilköğretim sömestr dönemlerinin 3 bölümden oluştuğunu duyduğumda hoşuma gitmişti önce. Demiştim ki, tabi ya bizim gibi yaz tatili mi yapacaklar.. Sene boyunca okula gidiyor, ara ara da sömestr tatilleri veriyorlar işte, kendi düzenlerini kendi iklimlerine göre kurmuşlar. Meğer hiç alakası yokmuş. Herşey gibi 3 dönemden oluşan eğitim yılı da İngilizler’den gelmiş. Yalnız, tatillerden birinin Harmadan’a denk gelmesi tesadüf değil. Bu tozda kıyamette evde oturulacak 2 hafta tatil var şimdi.
:) Evet, çocuklar sınav öncesi sınavlarını oluyor, öğretmenler sınav yapıyor; biz de artık gitmiyoruz okula.
***
Okullar tatil, çocuklar yok, MDC (Millenium Development Cities) sinirlenmek yok, Afua yok; yapılacak en güzel iş MDC'nin bana vermeye karar verdiği 3. Proje olan “Amerika – Gana Lise öğrencileri – online kulübünün” içeriğini yazmak. Sabahtan akşama kadar elimde bir kahve sandalyemden kalkmadan yazıyorum.
Bu son proje karşıma çıkmasını ummadığım kadar heyecan verici bir iş. Yazıları devamlı takip eden arkadaşlarım iş konusunda birkaç değişiklikten geçtiğimi takip ettiler.  Özetle, MDC, VITAL projesinden gönüllü talep ederken bir hata yapmış, Fransızca konuşan bir ülke olan Senegal için yazdıkları projeyi Gana olarak göndermişler, ben gelmeden önce. Sonra bunu mülakatlar sırasında benimle veya VITAL ekibi ile paylaşmamışlar. Demişler ki, ürün müdürüymüş madem, elbet “yatırım projeleri” tarafında bir faydası dokunur.
Geldiğimde bana, ülkenin farklı büyüklükteki sektör dernekleriyle görüşüp kendi çalışmak istediğin alanı seçeceksin, dediler. İyi fikir gibi geldi, yapılabilecek birkaç iş vardı, 4 proje teklifi verdim ama Gana’daki MDC yöneticilerinin herhangi bir şeyle ilgilenmeleri haftalar alabildiği için beni erteledikçe ertelediler. Sonuç olarak ilk 1 ayımı burada tartışarak, elimdeki projeler için araştırma yapmayı bırakıp aksiyona geçmeye çalışarak geçirdim. Haliyle bizim şirket olaya müdahale etti, benim proje grubum değiştirildi.
Yeni proje grubu “Gelişim Okulları” ismindeki, nispeten yerleşik, 3 senelik bir proje idi. Temelde Gana’daki öğretmenlerin bilgisayar öğrenimini geliştirmeyi amaçlayan; internete erişebilen, kaynak bulabilen öğretmenlerin, düzenledikleri yeni ders içeriklerini hem öğrencileriyle, hem de eşleştirildikleri Amerika’lı öğretmenlerle paylaşmalarını sağlayan bir program. Gönüllülerden eğitim vermeleri ve bilgisayar laboratuarlarının çalışır durumda olduğundan emin olmaları bekleniyor. Bu grupta da 1 ay kadar çalıştım, ev arkadaşım Steffi ile (o doğrudan bu projeye atanmıştı) birlikte eğitim verdim.
Eş zamanlı olarak, MDC yönetimi tarafından, projenin sorumlusunun kim olduğu tanımlanmamıştı. Farklı kişilerden gelen, birbirinin zıddı taleplerin ortasında kaldık Steffi ile.  Amerikalı ve Ganalıların yaşadığı pasif-agresif kültür çatışmasının ateş hattında kaldık. Bir kriz çıksa düzelecek belki ama… Herkes susarken de kriz çıkmıyor ki!
Sivil toplum düzeyinde hissettiğim şey, buradaki sistemin düzelmeyi engelleyen, başarılı olmayı imkânsız hale getiren bir baz üzerine kurulduğu... İşi gereği Afrika ile bağlantılı çalışan arkadaşlarım “Dünyamıza hoş geldin” diyorlar. Kıtalar arası iş yürütmek zorunda olunan MDC çalışma düzeninde, bütün kültürü “söz”e dayalı Gana’lılar e-mail atmayı (açıkça söylemeksizin) reddediyor. Bunun yanında iki taraf da, karşılıklı fikir ayrılığından bıkmış oldukları için, konuşmayı kesmişler… Yalnızca “davranıyorlar”
Anlam çıkarıp, ona göre hareket etmeye çalışıyorsun…
***
İki gün önce, projenin Amerika tarafındaki yöneticisi (benim bu yeni projede bağlı olduğum kişi) Liz, durup dururken Stacie ve bana “proje beklentileri” dokümanı gönderdi. Kendi içlerindeki karar değişimlerinin bir sonucu olarak, defalarca konfirme edilen, her seferinde karşılıklı imzalar alınan “performans değerlendirme hedeflerimiz” yenilendi.
İlk geldiğim haftalarda böyle zamansız, plansız, kalitesiz değişikliğe sinirlenirdim. Bir noktada sinirlerim alındı herhalde, hep tersinden düşünmeye alıştım.
“Neden yapmış olabilir?”
“Düşündüğüm sebepten ise, bir sonraki aşamada ne olur?”
“Bu noktada ben ne pozisyon almalıyım?”
Açıkçası geçmiş 2,5 ay; bundan sonrası için tek derdim, mümkün olduğunda fazla şey üretmek. Kimseyle ve kat’i olarak tartışmıyorum.

***
Velhasıl bana yeni bir proje verdiler. “Gelişim Okulları” projesinin bir alt kolu olarak, Amerika’lı ve Gana’lı öğrencilere Skype üzerinden, Dünya’da gündem olan önemli konular üzerine hazırlıklı tartışma ve sunumlar yaptırılması planlanan bir proje varmış geçen sene (bir tür Model United Nations tartışması). Fakat internet kalitesi kötü olduğu için bağlantı kurulamamış, çocuklar da kocaman ciddi raporlar hazırladıklarıyla kalmış, sinir olmuşlar. Proje ile ilgilenecek gönüllü de olmadığından MDC konuyu rölantide tutmuş.
Çocukların da talebi ile bu projenin uluslararası bir online öğrenci kulübüne çevrilmesine karar verildi. Artık öğrenciler, sunumlarını video’ya çekip, kullanıcı adı ve şifre ile girdikleri ortak bir web alanına yükleyecekler. Tartışma ve tabii bir sürü sosyal başka şey bu alan üzerinden yürüyecek. İki farklı okuldan, 6’şardan toplam 12 öğrencim var. (Amerika’dan 1 okulumuz ve 6 öğrencimiz var şimdilik. Steffi'nin söylediğine göre bu okul Amerika’nın en ünlü zengin okullarından biriymiş, Obama’nın kızı da bu okuldaymış.) Gana’lı öğrenciler, biraz da proje için özel seçilmiş olmalarından kaynaklı, çok çalışkan, çok zeki, istenenin çok fazlasını beceren çocuklar. Birbirimizi de pek sevdik, çok zevkli olacak :) Bunun yanında dönem dönem kalabalık öğretmen gruplarına verilen bilgisayar eğitimlerinde rol almaya devam edeceğim.

***
O yüzden şimdi, dışarıda Harmadan eser, çocuklar sınav olurken, önümüzdeki döneme hazırlanıyorum.
MDC'ye, işeyiş’lere, işleyemeyiş’lere, gerginliğe mola… Harmadan geldi.

P.S. Harmadan fotoğrafını ben çekmedin, interneten aldım. Umuyorum ki Kumasi o hale geldiğinde ben güney'de sahilde olacağım.

Sevgiler,